Dilin gücüne inanan, edebiyatı yaşamımın tüm alanlarına sindirmiş, farklı alanlarla hem öğrencilerime hem de kendime yenilikler katan çok yönlü bir öğretmenim.

Çoklu zekâ kuramı ve öğrencilerin yeteneklerinin çeşitliliği ekseninden bakınca herkesin başlangıç noktası, hazır bulunuşluğu, ilgi odağı ve algı uzantıları farklıdır. Bu farklılık aslında zenginlik çemberinde harelerdir. Yeter ki istek, ihtiyaç ve istihdam olsun. ''Özeldersalanı''nda farklı ihtiyaç ve taleplere ayrı ayrı cevap verebilmek imkânı buldum.

Sadece özel ders verdiğim öğrencilerin bile sayısını hatırlayamayacak kadar aktif bir öğretmenlik hayatım oldu. 16 yıldır  lisede tüm kademelerde Türkçe ve edebiyat, ayrıca 8. sınıf hazırlıkta Türkçe dersleri veriyorum. 10 yıldır da farklı milletlerden ve dillerden yabancılara Türkçe ve halk bilimi dersleri veriyorum. 12 yıldır hızlı okuma dersleri vermekle birlikte öğrenci koçluğu da yapıyorum. Edebiyatın yanı sıra çift ana dal programında sosyoloji okudum ve aynı zamanda aile danışmanıyįm. AYT edebiyat konu anlatımlı ders kitabı yazdım, şu sıralar kitabımı sesli formata dönüştürme aşamasındayım. Dublaj ve seslendirme eğitimi de alıp kitabımı kendim seslendiriyorum. Hiçbir zaman kitaplardan bakarak tekdüze ders anlatmam zira bilgi ve örnek yelpazem geniştir. Z kuşağını iyi anlayan, öğrettikçe öğrenen bir öğretmenim.

Ana dili konuşmak, yalnızca  seslerin yan yana gelmesinden ibaret kaotik bir yapı değildir. Sesleri doğru artikülasyonla etkili bir armoniye kavuşturmak amacımız. Ağzımızdan çıkanı kulağımız ( doğru ) duyarsa başka kulaklara da doğru ileti gider. Yalnız konuşma dilinde değil bu; Türkçe yazmayı da dil bilgisi kurallarına uygun bir zemine oturtabilirsek yazdığımızı doğru okur, okurken doğru telaffuz eder, konuşulanları da doğru duyar ve dinleriz. Sınava yönelik okul konularındaki paragraflar da dil bilgisi konuları da doğru bir diksiyondan ( beden dili ile konuşmanın uyumu ) bağımsız değil. Dil bir bütündür ve edebiyatın içinde işlerlik kazanır. Dil işletim sistemini bir bütün hâlinde birbirini destekler bir uygulamayla kaynaştırabiliriz.

Bebekken bile peltek konuşmayarak ailemi şaşırtmış biriyim. Özellikle eğitim sisteminde doğrunun tek adresi Avrupa modelindeymiş gibi anaokulundan itibaren çocukların ilgi ve yeteneklerini kurallar dizisiyle ölçmeye kalkıyoruz. Oysa henüz altı aylıkken diş buğdayında bebeklerin eline farklı oyuncaklar verilir bizim kültürümüzde. Ben elime kalemi almışım, bir daha da bırakmadım. Kalemden çıkan dilleri hem yazıya hem sese dökerek ders anlatıyorum. Yalızca müzikten anlayan kişi, müziği de anlayamaz, der Hanns Eisler. O yüzden dil, edebiyat, halk müziği, tiyatro, atletizm ve bana iyi gelen, beni geliştiren birçok şeyle aynı anda uğraşıyorum. Bu da algı alanımı genişletiyor.

İşlenen konunun içeriğine göre bir ön test uygulaması - bu test, yazılı ya da sözlü olabilir- ile işe başlarım. Başladığımız yerle vardığımız nokta arasındaki mesafe ne kadar fazlaysa o kadar verimli bir ders süreci geçirmişiz demektir. Olumlamalarla yol almayı uyarıya tercih ederim. Neleri başardığımızı görerek ilerlemek ayaklarımızın dibine bakarak yürürken düşmeyi engeller, hedefe bakmamızı yani hedefe ulaşmamızı sağlar.

Önceliğiniz her zaman talep olmalı. Bazen eksiğiniz olan, tam da ne istediğinizi ifade etmekteki eksikliktir. Neyi anlatmadığınızdan anlatmak istediğinizin ne olduğunu anlayan ve ifade açınızı  doğru ve kişiye özel tekniklerle yelpazeye dönüştürebilecek bir öğretmen var karşınızda.